Şüpheci, genel anlamda; insanlara, fikirlere ve davranışlara güvenmeyen kişi tanımında kullanılır. Bu tanımdan yola çıkarak şüphecilik; birçoğumuz tarafından kabul gören durumları, kişileri veya düşünceleri sınama yöntemiyle araştırmak için faydalı ve sağlıklı bir eğilimdir. Ancak bu faydalı eğilimi, gerekli gereksiz her olgudan şüphe duyarak aşırılığa dönüştürmemek gerekir. Ilımlı veya aşırı olması, kendi yararımıza ya da zararımıza olabilir ancak bu durumun felsefi şüphecilikle alakası yoktur.
Felsefede şüphecilik, hiçbir şey bilmediğimiz anlamına gelmez. Çünkü felsefede bir şey bilmediğimizi iddia etmek bile, o şeyi bilmediğimizi biliyor olmak demektir. Felsefi şüphecinin esas amacı; sahip olduğu bilginin haklılığını ispatlayabilmek için, o bilginin dayanak noktasını açığa çıkarabilmektir. Dünyevi bilgilerimiz algılarımıza ve aklımıza dayanır ancak içinde bulunduğumuz durumun, belleğimizin bize oynadığı oyun olma ihtimalini de gözardı etmemek gerekir. Ya rüya görüyorsak…?
Rüya görüp görmediğimiz ile uyanık olup olmadığımız gerçeğini ayırt edemiyorsak; herhangi bir bilginin gerçekliğinden nasıl emin olabiliriz?