Kendimize veya herhangi birine karşı başlatılan ya da yapılan bir eylemi değerlendirirken; dikkat edilmesi gereken esas nokta, eylemi planlayan ya da gerçekleştiren kişinin gerçek niyetidir. İyi bir sonuca ulaşmak amacıyla başlatılan ya da yapılan her eylemin; her ne kadar istenmese de, her ne kadar kötü sonuca ulaşabileceği bilincini taşıyor olsa da, ahlaki açıdan savunulabilirliği vardır. Örneğin, hamileliği sonlandırmak için kürtaj yapılması yanlıştır ve ahlaki değildir.Ancak bazı riskli gebeliklerde, eğer fetüs çıkarılmazsa; hem annenin, hem de anne karnındaki fetüsün ölümüyle sonuçlanacak bir durumla karşı karşıya kalınabilir. Böyle bir durumda, kürtaj yapılmasının ahlaki açıdan savunulabilirliği vardır. Çünkü kürtaj yapılmazsa her ikisi de ölecek; yapılırsa, annenin hayatı kurtarılacak. Niyet, bebeği öldürmek değil; iki canın öleceğinin kesin olduğu bir durumda, can kaybını teke indirmek...
Bir başka örnekte bir saldırgan düşünelim.Elinde makineli tüfek, çok kalabalık bir insan topluluğunun bulunduğu yeri taramaya başlıyor.Yüzlerce insanın taranmaması için polis, saldırganı vurarak öldürüyor. Buradaki amaç bir insanı öldürmek değil !Amaç o insanın öleceğinin bilincinde olarak, yüzlerce insanın öldürülmesine engel olmaktır. Yani bir insanı öldürerek, yüzlerce insanın hayatını kurtarmaktır. Yukarıdaki örneklere benzer birçok durumla karşı karşıya kalınabilir hayatta.İçinde bulunulan durumdan çıkış için, basit ve kolay bir yol bulunamayabilir her zaman; hiç de hoş olmayan ikilemlere düşülebilir. Bu ikilemden çıkabilmek için seçilecek yol ve uygulanacak yöntem, ahlaki açıdan değerlendirilmelidir. Ancak; kasıtlı olmasa dahi doğuracağı sonuç, kararı veren kişiyi suçlu duruma düşürebilir.İşte burada önemli olan, niyettir. Eğer ulaşılan sonuç ve verilen zarar, doğrudan hedeflenmemişse; daha büyük zararları engellemek adına meydana gelmiş ya da getirilmişse, çifte etki ilkesine göre kabul edilebilir bir durumdur; ahlaki yönden değerlendirmeye alınabilir. Çifte etki ilkesinin savunucuları olduğu gibi, ilkeyi eleştirenler de olmuştur. Savunuculara göre, hedeflenen yöntemde; bilinen ya da tahmin edilen sonuca yönelik kasıtlı bir eylem olmadığı takdirde, ahlaki değerlendirme yapılabilir. Eleştirilerde ise düşünce farklıdır.Eylemi gerçekleştirecek veya eylem kararını verecek olan kişinin; Çifte etki ilkesinin ahlaki değerlendirilebilirliğine sığınıp kasıtlı hareket edebileceği yönü eleştirilir. Ayrıca, amaç ne olursa olsun; bakılması gereken husus sonuçtur ve hangi niyetle olduğu farketmeksizin, can almak suç teşkil eder.
Yani, savunucular; eylemi gerçekleştiren karakteri değil, eylemin sonucunun doğruluğunu veya yanlışlığını yargılar. Eleştiriciler ise güdüleri inceler; çünkü onlara göre, her iyi davranışın altında bile şüpheli bir niyet yatmaktadır.