YALNIZLIK DUYGUSU VE KENDİ KENDİNE KONUŞMAK
Sosyal bir varlık olan insanın beyin yapısı da buna göre kodlanmıştır;eylemlerinin tümünün kökeni,kendi düşüncelerine dayanır.Bu düşünceler genelde,diğer insanlarla iletişim kurularak dışa aktarılır.Kendi cinsinden olan kanlı canlı biri ile konuşmak,fikir alışverişinde bulunmak,düşüncelerini paylaşmak,sohbetler etmek her insan için büyük bir ihtiyaçtır.Önceleri bu ihtiyaçlar,mahalle aralarında toplanılarak ya da günlerde bir araya gelinerek giderilebiliyordu.Çocuklar hep birlikte sokaklarında saklambaç,seksek,evcilik gibi oyunlar oynayarak sıkı bir bağ kurdukları dünyalarında iletişimin ortasındaydı.
Günümüzde,ufacık çocuklara varana kadar herkesin elinde bir telefon var;bol sohbetli sıcak mahalleler yok;birbirine yabancı komşulukların var olduğu site yaşantıları revaçta;insan yaşamı neredeyse iş yeri ve ev arasında kısıtlanmış vaziyette...Sonuç olarak da,toplumdan soyutlanma durumu ortaya çıkmakta ve insanlar yalnızlaşmakta...Yalnızlaşan insanın zihnindeki düşüncelerine yaklaşımı duygusal ağırlıklı olduğu için de,beyninde oluşan senaryolara kendi kendine gülerek ya da konuşarak tepki verebiliyor.Bu,yalnızlık duygusu içerisindeki birey için bir savunma mekanizmasıdır;içindeki boşluğu doldurma ihtiyacıdır;içine attıklarının beyin tarafından dışa vurumudur.Aynı zamanda,bireyin düşünce yapısının gelişimi için faydalı ve beyin fonksiyonları için de düzene sokucu bir eylemdir.Ama tabii bunun bilincindeyseniz...Bazı insanlar halüsinasyonlar görür,kulaklarına fısıldanan sesler olduğunu söylerler ve karşılarında fiziksel bir varlık duruyormuş gibi bilinçsizce konuşurlar.Bu çok farklı ve önemli bir durumdur,mutlaka psikiyatrik tedavi gerektirir.
Burada bahsedilen kendi kendine konuşma;akıldan geçen fikirlerin sessiz düşünülmesi yerine,konuşarak netleştirilmesidir.Yani,bir nevi sesli düşünmek...Stres ve yorgunluktan olabildiği gibi,yalnızlıktan dolayı kimseyle dertleşememekten kaynaklanan bir durum da olabilir.Birçok araştırma sonucu göstermiştir ki;insanların mantıklı yanıtlar verebilmesi,sesli komutlarla daha net mümkün olmaktadır.Bu sayede ikna olasılığı daha yüksektir.Kendi kendine konuşarak,sorunları çözme konusunda kendini de bir anlamda ikna etme yoluna gidilir;çünkü,bu şekilde bilgilerin hafızada yer etmesi daha kolaydır.Örneğin,dışarı çıkacaksınız ve evden çıkmadan önce ütü yaptınız diyelim.İşiniz bitip de fişi prizden çıkardıktan sonra,kendi kendinize birkaç kez “Fişi prizden çıkardım;yolda aklıma gelir de ikilemde kalırsam,ütünün fişini kesin çektim “ diye sesli komut verdiniz.Yolda aklınıza geldi ve “ Ütünün fişini prizden çıkarmış mıydım acaba “ diye kendi kendinize konuştunuz.Biraz düşününce,fişi çıkardığınızı ve bunu yaptığınıza dair kendinize sesli komut verdiğinizi hatırlayacak,rahatlayacaksınız.Tüm bunları kendinizle konuşarak halletmeniz,beyninizi dinç tutacak;daha hızlı bir sonuç elde etmenize olanak sağlayacaktır.
Bazen de yanızlığından dolayı düşüncelerini,sevinçlerini,üzüntülerini ve hissettiklerini kimseyle paylaşamayan birey;sorunlarının içinde birikmesi sonucunda duygu patlaması yaşayabilir ve bunları kendisine sesli olarak anlatıp yanıtlar vererek kendi kendine konuşmaya başlayabilir.Başkalarıyla kuramadığı iletişimi,kendisiyle gerçekleştirmeye çalışabilir.
Tüm bu durumlar birer hastalık değildir,tedavi gerektirmez.Stresli bir yaşamdan uzak durmak,sosyal faaliyetlerde bulunmak,kitap okumak ve müzik dinlemek,insanlarla iletişim kurmaya çalışmak,belleği yaşanılanlarla yormamak,bu durumu aşabilmek için faydalı yöntemlerdir.Eğer kendi kendinize aşamıyor ve bu durumdan rahatsızlık duyuyorsanız,uzman desteği alabilir ve psikoterapi uygulamalarından
yararlanabilirsiniz.
Sağlıklı günler...
PSİKOLOJİ VE İNSAN