ZİHİNDEKİ OLUMSUZ DÜŞÜNCELERLE NASIL BAŞ EDİLEBİLİR?
İnsanlar yaşamlarında karşılaştıkları olumsuzluklara ve zihinlerinde ortaya çıkan olumsuz düşüncelere o kadar çok takılıp kalırlar ki;başlarına gelen güzel ve olumlu olaylar ya da zihinlerinde oluşan pozitif düşünceler,takılıp kaldıkları bu olumsuz düşüncelerin gölgesinde kalır.Çok sık tekrarlanan,bir şekilde kişiyi korku ve kaygıya sevk eden olumsuz düşüncelerin temeli de aslında;fark edilemeyen ya da kontrol altına alınamayan korkuların büyüyerek dallanıp budaklanmasına dayanır.Korkularımızın farkındaysak,onlarla yüzleşmeliyiz;baş edebilmek için çareler aramalıyız.Tersi durumda korkularımızın bizi esir almasına izin vermiş oluruz ve beynimizde olumsuz düşüncelerin oluşmasını engelleyemeyiz.
Korkularımızın birçoğu öğrenilmiş korkulardır.Örneğin çocukluk döneminde ıssız bir sokaktan geçerken önünüze çıkan bir sokak köpeğini,elinize yerden bir sopa alıp bağırarak uzaklaştırmaya çalışırsanız;köpek buna sinirlenip havlayarak size aynı tepkiyi gösterebilir ve siz korkup kaçarken,o da peşinizden koşmaya başlayabilir.O anda beyin kimyasallarınız,hayvanın sizi kovaladığı düşüncesi ile farklı çalışmaya başlar ve zihninizde “ ıssız sokak+köpek=korku “ kodlaması oluşur.Ondan sonra her ıssız sokaktan geçişinizde,karşınıza sizi kovalayacak bir köpek çıkacak endişesi ile beyniniz olumsuz düşünceler üretmeye başlar.Örneğin yine çocukluk döneminde ebeveynlerini kaybetmiş bir birey,kendi çocukları olduğunda;onların başına kötü bir şey gelme ihtimalini ve düşüncesini zihninde taşıyabilir.Ya da kendi başına bir şey geldiğinde,çocuklarının da kendisi gibi çaresiz kalacağı endişesinin yaratmış olduğu düşünceleri...Bunlar öğrenilmiş korkulardır,çevresel etkenler ve yaşanılan olaylar sonucu beyinde kodlanmışlardır;ancak,her psikolojik rahatsızlıkta olduğu gibi kalıtımsal taraflarının olması da mümkündür.Çünkü beyindeki bazı sinir hücreleri genetik özellikler taşır ve öğrenilenler,onların gelişmesine yol açarak şekillenmesini sağlar.Mesela ebeveynlerinizde var olan herhangi bir hastalığın,genetik olarak sizde de var olma ihtimali bulunmaktadır;fakat o hastalığa yatkınlığınızın bulunma ihtimali,mutlaka yakalanacaksınız demek de değildir. “ Köklerimde bu hastalık vardı,bende de mutlaka olacaktır “ diye sürekli beyninizi kemiren negatif düşüncelerle boğuşmak yerine;sağlıklı beslenerek,uyku düzeninize dikkat ederek,belirli aralıklarla doktor kontrolleri ve testler yaptırarak belleğinizle güven iletişimi sağlayabilirsiniz.
Düşünceler insanın kendi kontrolü altında değildir;zihnin içinde aniden oluşurlar ve gezinirler,dolayısıyla da kişinin karakteristik yapısını yansıtmazlar.Karakteri yansıtan,kişinin davranışlarıdır;insan düşüncelerinden değil,davranışlarından sorumludur.
Düşüncelerin kontrolü olmadığı gibi,kudreti de yoktur.Çok istediğiniz bir şeyin olması için,o düşünceyi bilinçli olarak sürekli tekrarlamanız ne kadar anlamsızsa;hiç istemediğiniz ya da olmasından korktuğunuz bir şeyin düşüncesini zihninizden kovmaya çalışmanız da o kadar anlamsızdır.Kovmaya çalıştıkça,daha sık tekrarlama olasılığı olduğu gibi;bazı genetik özellikler,yorucu yaşam şartları ve stres,yapılan yanlışlar ya da yaşanılan travmalardan dolayı bazı bireylerin belleklerine bu istenmeyen düşüncelerin adeta yapışması da sağlanmış olur.Olumsuz düşüncelerin zihinde oluştukları an endişe duyulması son derece normal bir durumdur.Önemli olan;o düşüncelere kendimizi kaptırmayarak endişenin devamını engelleyebilmektir.Tüm bu olumsuz düşüncelerin ne kadar anlamsız olduğuyla ilgili yargılamaların,kendimizi sakinleştirmek için sarfettiğimiz sözlerin ve tavsiyelerin,kendimizle yaptığımız iç tartışmaların,o an için hiçbir yarar sağlamayacağını bilmeliyiz.Aksine,kovmaya yani zihnimizden çıkarmaya çalıştıkça;onları sadece bastırmış,tekrar geri gelebilecekleri biçimde beynimizin bir köşesine itmiş oluruz.
Olumsuz düşüncelerin kaynağı ne olursa olsun,iradeniz sayesinde onlarla başa çıkabileceğinizi asla unutmayın.Çok basit önlemlerle üstesinden gelebileceğinize inanın;inanmak,başarmanın yolunu daima açar.Başkalarının sizin hakkınızda ne dediğini veya ne düşündüğünü umursamayın mesela...
Spor yapın;beslenmenize özen gösterin,sağlıklı besinler tüketmeye çalışın.
Korkularınızla yüzleşmeyi ihmal etmeyin;korkular negatif düşünceyi,negatif düşünce de negatif enerjiyi doğurur.Yüzleşin;kendinize korkularınızın nedenini sorun ve bu “neden” sorusuna samimi cevaplar vermeye çalışın.Yaşantımızda olan her şey bir nedene dayalıdır ve kendinize vereceğiniz bu samimi cevaplar;korkularınızı,kaygılarınızı,düşüncelerinizi doğru bir şekilde tanıyabilmenize ve olumsuzluklar karşısında daha güçlü durabilmenize olanak sağlayacaktır.
Yaşantınız içersinde kısa molalar verin ve kendinizle,kısa süreliğine de olsa yalnız kalın.
Hayatınızın bir dönemine ait kötü anıları ait oldukları dönemde bırakın.Geçmiş geçmişte kalmalı;sürekli hatırlamak demek,aynı olumsuz duyguları tekrar hissetmek ve zihnimizde olumsuz düşüncelerin gezinmesine izin vermek demektir.
Olumlu düşünebilmenin en önemli yollarından biri de,yaşamımızda esnek davranabilmektir.Esneklik,kişiye;rahat davranabilme,farklı açılardan bakabilme,görebilme ve düşünebilme olanağı sağlar.Bu da,düşüncelerin pozitif yönde olmasını kolaylaştırır.
Neden her şeyin en kötüsünü düşündüğünüzü sorun kendinize mesela.Yaşamınızda iyi ve kötünün mutlaka bir şekilde var olacağını,bunun hayatın gerçekleri olduğunu kabullenmeniz gerektiğini hatırlatın kendinize.
Kendinizi kimseyle kıyaslamayın ve kendiniz de dahil kimseyi yargılamayın;bu rahatlamanızı sağlayacaktır.
Olumsuz düşünceler geldiği anda,düşündüklerinizi bir kağıda defalarca yazın.Kötü enerjiyi kağıda boşaltın.
Yaşam tarzınızı değiştirin,pozitif insanlarla vakit geçirin.Böylelikle bakış açınız farklılaşır ve pozitif duygular beslemeyi öğrenirsiniz.
Sizi mutlu edecek,rahatlamanızı sağlayacak hobiler edinin ve aktivitelere katılın.
Başınıza kötü bir şey geleceği düşüncesiyle hayatı kendinize ve başkalarına zehir etmeyin.Yaşamımızda hiçbir şeyin yüzde yüz garantisi yoktur;bunu düşünün ve o an elinizdeki işe devam edin.
Hayatınızda şükredecek güzel şeyler de mutlaka vardır;şükredin ve mutluluğunuzu artırması için günlük tutarak bunları yazın.
Doğası gereği insan güzele değil de kötüye,geleceğe değil de geçmişte yapmış olduğu hatalara odaklanır.Kendinizi tanıyın,korkularınızla yüzleşmeye çalışın,güçlü yanlarınıza odaklanın ve olumsuz düşüncelerinizin sizi yönetmesine izin vermeyin.Bu düşüncelerinizi yönetme aşamasında zorlanıyorsanız,uzman desteği almaktan çekinmeyin.
Pozitif düşüncelerinizin pozitif enerjiye dönüşmesi dileğiyle mutlu ve huzurlu bir yaşam diliyorum...
PSİKOLOJİ VE İNSAN